kahır ne demek?
- Yok etme, ezme, perişan etme, mahvetme
Her zulmü, kahrı boğmaya bir parça kan yeter.
A. Gündüz - Derin üzüntü veya acı, sıkıntı
- Grief.
- Sorrow.
- Remorse.
- Distress.
- Deep sorrow.
- Great distress.
- Unjust treatment.
kahır yüzünden lütfa uğramak
- Birine kötülük olsun diye yapılan bir iş, tersine onun iyiliğine yardım etmek.
- Birine kötülük olsun diye yapılan iş, onun iyiliğine olmak.
kahırlanma
- Kahırlanmak işi.