kadim ne demek?
Kökeni: Arapça
- Başlangıcı olmayan, eski, ezelî.
İki hanım arkadaş rastlaşıyorlar, birbirinden saklısı gizlisi olmayan iki kadim arkadaş.
A. Boysan - Geçmişi uzun zamana dayanan, eski.
Üç bin senedir yaşayan kadim bir milleti viran eden İran’ı haritadan silmek, yeryüzünden kaldırmak için ittifak ediyorlardı.
- Çok eski zamanlara ait eski atik.
- Geçmiş dönemlerde başarıyla icra edilmiş müzik tonları ve bu tür icrada kullanılabilir özellikte, görünümde veya olgunlukta çalgı ve çalgı parçaları.
- Kelam-ı Kadim, Kur'an-ı Kerim.
- Ayak basan, ulaşan, varan.
- Eski zaman
- Evveli olmayan.
- Ezeli, evvelsiz.
- Yıllanmış.
- Ulaşan.
- Varan.
- Vintage.
- Ancient.
kadim dost
- Eski dost.
kadim köprü
- Gitar gövdesine demir ayaklar ile tutturulmuş, hareketli ve sabit çeşitleri olan ve çoğunlukla caz kasa gitarlarda kullanılan kadim görünümlü köprü türü.