kadırtmak ne demek?
- Büktürmek.
kadır
- Mukaddir. Muktedir. Kudreti mutlak olan ve her hususa muktedir olan. Nihayetsiz kudret sahibi. (Allah C.C.)(İnsan kainatın ekser envaına muhtaç ve alakadardır. İhtiyacatı alemin her tarafına dağılmış; arzuları ebede kadar uzanmış. Bir çiçeği istediği gibi, koca bir baharı da ister. Bir bahçeyi arzu ettiği gibi ebedi Cenneti de arzu eder. Bir dostunu görmeğe müştak olduğu gibi, Cemil-i Zülcelali de görmeğe müştaktır. Başka bir menzilde duran bir sevdiğini ziyaret etmek için o menzilin kapısını açmağa muhtaç olduğu gibi, berzaha göçmüş yüzde doksandokuz ahbabını ziyaret etmek ve firak-ı ebediden kurtulmak için koca dünyanın kapısını kapayacak ve bir mahşer-i acaib olan ahiret kapısını açacak, dünyayı kaldırıp ahireti yerine kuracak ve koyacak bir Kadir-i Mutlakın dergahına ilticaya muhtaçtır. İşte şu vaziyette bir insana Hakiki Ma'bud olacak; yalnız her şeyin dizgini elinde, her şeyin hazinesi yanında, her şeyin yanında nazır, her mekanda hazır, mekandan münezzeh, acizden müberra, kusurdan mukaddes, nakıstan mualla bir Kadir-i Zülcelal, bir Rahim-i Zülcemal, bir Hakim-i Zülkemal olabilir. S.) (Osmanlıca'da yazılışı: kadîr)
kadırga
- Hem yelken hem kürekle yol alan, özellikle Akdeniz'de kullanılmış bir savaş gemisi
- Donanmada, çektiri türünden gemilerin en büyüğü.
- Buharlı gemilerin icadından evvel kullanılan harp gemilerinden biri. Kürek ve yelkenle kullanılırdı. Kadırgalar 25 oturaklı idi ve her küreği dörder adam tarafından çekilirdi. (O.T.D.S.)
- Galley.
- Galère