kabul ne demek?
- Onay
- Bir şeye isteyerek veya istemeyerek razı olma
Her mihnet kabulüm yeter ki / Gün eksilmesin penceremden.
C. S. Tarancı - Konukları veya işi olanları yanına, katına alma
- Sunulan bir şeyi, armağanı alma.
- Bir öneriyi uygun bulma, onaylama.
- Bir yere alınma.
- Akseptans.
- Bir poliçenin, adına çekilen kişi tarafından imzalanarak, borcun ödeneceğinin onaylanması.
- Bir bankanın kendi üzerine çekilen poliçeye "kabul edilmiştir" şerhini koyması.
- Bir malı satın almak için kabul ettiğini bildiren sözdür. (Bak: İcab)
- Avcıların kemendi. (Osmanlıca'da yazılışı: kâbul)
- Okay!.
- All right!.
- Agreed!.
- Done.
- Acception.
- Agreed!, done!, bargain: it's a bargain!, thumb: thumbs up!.
- The capital and largest city of Afghanistan; located in eastern Afghanistan.
- Acknowledgment.
- Acceptance.
- Acknowledgement.
- Acceptation.
- Approval.
- Admission.
- Assent.
- Receiving.
- Reception.
- Admittance.
- Concession.
- Drawing room.
- Recognition.
- Okay.
- Sanction.
- Acquiescence.
- Acceptation
- Afganistan'da Kâbil şehri.
- Kabil
onay
- Uygun bulma, tasdik, icazet, izin.
- Icâzet, tasdîk.
- -uygun bulma, onaylama. uygun yerinde
- Uygun bulma, onaylama. 2. Uygun, yerinde.
- Approval.
- Acknowledgement.
- Confirmation.
- Affirmation.
- Endorsement.
- Ratification.
kabul aracısı
- Banka kabulü belgitlerinin alım ve satış işlerine aracılık eden kişi.
- Acceptance dealer.
- Agent d'acceptation
kabul belgesi
- Bankalarca ilgililerine gönderilen sayışım özetlerine ilişikkabul belgesi.
- Confirmation of balance.
- Bien trouvé