kızgın ne demek?
- Çok ısınmış, ısıtılmış veya kızdırılmış
Kızgın bir demire dökülen damla iz bırakmaz, buhar olur.
C. Meriç - Eş arayan (hayvan).
- Kızmış olan, öfkeli, mütehevvir
- Kızışık, zorlu, sert, şiddetli.
- Genellikle sıvısınının kaynama noktasından çok yüksek sıcaklığa ısıtılmış gaz ya da buharın niteliği.
- Genellikle sıvısınının kaynama noktasından çok yüksek sıcaklığa ısıtılmış gaz ya da buharın niteliği.
- Flaming.
- Angry.
- Pissed off.
- Red-hot.
- Angry with.
- Annoyed.
- Ardent.
- Baking.
- Black.
- Boiling.
- Cross.
- Dyspeptic.
- Fervent.
- Fierce.
- Fiery.
- Frowning.
- Furious.
- Glowing.
- Hot-blooded.
- Huffy.
- Incensed.
- Indignant.
- Inflamed.
- Irate.
- Ireful.
- Snappish.
- Belligerent.
- Burning.
- Heated.
- Ratty.
- Surly.
- Wild.
- In heat.
- In rut.
- Red or glowing with heat.
- Hot and bothered.
- Hot under the collar.
- Huffish.
- Sore.
- Torrid.
- Up- light.
- Superheated.
- Überhitzt
- Surchauffée
- Surchauff
kızgın bakış
- Black looks, black look.
kızgın bir sesle söylemek
- Rasp.