kızışmak ne demek?
- Yüksek bir dereceyi bulmak, çok ısınmak.
- Bitkiler, ıslaklık ve mikropların etkisi altında çürürken ısınmak.
- Hayvan, eş isteme zamanı gelmek, kösnümek.
- Zorlu, sert, kızışık bir durum almak, şiddetlenmek, artmak
Politika münakaşaları ve birbirine yapılan şakalar bazen dayaklı kavgalara meydan açacak derecede canlanıp kızışır.
R. N. Güntekin - Hızlanmak, hareketlenmek
- To get angry.
- To get excited.
- To be on heat.
- To become fierce or heated.
- To begin to fight or struggle fiercely.
- To become lively or violent.
- To go into rut.
- Escalate.
kızışma
- Kızışmak işi.
- Güreşte hızlanma, girişme, saldırma.
- Rut.
- Escalation.
kızışma altı
- Subcritieal