kırışmak ne demek?
- Bir yüzeyin düzgünlüğü bozulmak, kırışık oluşmak
Boynu uzamış, kararmış, yaşlı adamların boynu gibi kırışmıştı.
Y. Kemal - Birbirini kırmak, yok etmek, öldürmek.
- Karşılıklı kırmak.
- Pazarlık etmek.
- Bahse tutuşmak.
- Bir şeyi eşit olarak paylaşmak.
Crease.
Crinkle.
Crumple.
Wrinkle.
To wrinkle.
To crinkle.
To crease.
To crush.
To crumple.
To ruck up.
To kill one another.
To bet with each other.
To divide among/between themselves.
To get wrinkled.
To kill each other.
To divide sth among or between themselves.
Pucker.
kırışma
- Kırışmak işi.
Corrugation.
kırışmamak
(neg. form of kırışmak) become wrinkled, wrinkle, bunch, cockle, corrugate, crease, crinkle, crumple, frill, pucker, ripple, ruck, ruck up, ruffle, shrivel, shrivel up.