kımıldamak ne demek?
- Yerinde hafifçe hareketlenmek
Kımıldamadan bitkin hâlde düşünüyorum.
R. H. Karay - Stir one's stumps.
- Move.
- Stir.
- Budge.
- Play.
- To move.
- To stir.
- To budge.
- To move slightly.
yerinde
- İyi, yeterli
- Zamanı, yeri uygun düşerek, gerektiği biçimde.
- Durumunda
- Answerable.
- Applicable.
- Apposite.
- Appropriate.
- Apropos.
- Becoming.
- Befitting.
kımıldama
- Kımıldamak, kımıldanmak işi.
- Stirring.
- Slight movement.
- Motion.
kımıldamadan duran kuş
- Sitter.