küfri inadı ne demek?
- İnadi dinsizlik, inadi küfür. Hakikat isbat edildiği halde yine imana gelmemek. Bilip de kabul etmez olmak. (Osmanlıca'da yazılışı: küfr-i inadî)
küfri inkarı
- Asla Cenab-ı Hakk'ı tanımayıp, İslamiyet hakikatlarını ikrar ve tasdik etmemektir. (Evet küfr, mevcudatın kıymetini ıskat ve manasızlıkla ittiham ettiğinden; bütün kainata karşı bir tahkir ve mevcudat ayinelerinde cilve-i esmayı inkar olduğundan; bütün esma-i İlahiyeye karşı bir tezyif ve mevcudatın vahdaniyete olan şehadetlerini reddettiğinden; bütün mahlukata karşı bir tekzib olduğundan; istidad-ı insaniyi öyle ifsad eder ki: Salah ve hayrı kabule liyakati kalmaz. Hem, bir zulm-ü azimdir ki: Umum mahlukatın ve bütün esma-i İlahiyenin hukukuna bir tecavüzdür. İşte şu hukukun muhafazası ve nefs-i kafir hayra kabiliyetsizliği; küfrün adem-i afvını iktiza eder. S.)(Deniliyor : Deve kuşuna demişler : "Kanatların var, uç!" O da kanatlarını kısıp, "Ben deveyim" demiş, uçmamış. Fakat avcının tuzağına düşmüş. Avcı beni görmesin diye başını kuma sokmuş. Halbuki koca gövdesini dışarıda bırakmış, avcıya hedef etmiş. Sonra ona demişler; "Madem deveyim diyorsun, yük götür!" O zaman kanatlarını açıvermiş. "Ben kuşum" demiş, yükün zahmetinden kurtulmuş... Fakat hamisiz ve yemsiz olarak avcıların hücumuna hedef olmuş. Aynen onun gibi; kafir, Kur'anın semavi ilanatına karşı küfr-ü mutlakı bırakıp meşkuk bir küfre inmiş. Ona denilse: "Madem mevt ve zevali, bir idam-ı ebedi biliyorsun; kendini asacak olan darağacı göz önünde... Ona her vakit bakan, nasıl yaşar? Nasıl lezzet alır?" O adam, Kur'anın umumi vech-i rahmet ve şümullü nurundan aldığı bir hisse ile der: "Mevt idam değil, ihtimal beka var." Veyahud, deve kuşu gibi başını gaflet kumuna sokar, ta ki ecel onu görmesin ve kabir ona bakmasın ve zeval-i eşya ona ok atmasın!.Elhasıl : O meşkuk küfür vasıtasiyle deve kuşu gibi mevt ve zevali, idam manasında gördüğü vakit, Kur'an ve semavi kitabların iman-ı bil'ahiret'e dair kat'i ihbaratı ona bir ihtimal verir. O kafir, o ihtimale yapışır, o dehşetli elemi üzerine almaz. O vakit ona denilse: "Madem baki bir aleme gidilecek; o alemde güzel yaşamak için tekalif-i diniyye meşakkatini çekmek gerektir!" O adam şekk-i küfri cihetiyle der: "Belki yoktur; yok için neden çalışayım." Yani: Vakta ki o hükm-ü Kur'anın verdiği ihtimal-i beka cihetiyle idam-ı ebedi alamından kurtulur ve meşkuk küfrün verdiği ihtimal-i adem cihetiyle tekalif-i diniyye meşakkati ona müteveccih olur; ona karşı küfür ihtimaline yapışır, o zahmetten kurtulur. Demek bu nokta-i nazarda, mü'minden ziyade bu hayatta lezzet alır, zannediyor. Çünki; tekalif-i diniyyenin zahmetinden ihtimal-i küfri ile kurtuluyor ve alam-ı ebediyeden, ihtimal-i imani cihetiyle kendi üzerine almaz. Halbuki bu mağlata-i şeytaniyenin hükmü, gayet sathi ve faidesiz ve muvakkattır. L.) (Osmanlıca'da yazılışı: küfr-i inkârî)
küfri cuhudı
- Kalb ve dil ile ikrar etmemektir. (şeytan gibi) (Osmanlıca'da yazılışı: küfr-i cuhudî)
inad
- Israr, muannidlik, ayak direme, dediğinden vazgeçmeme.
- Dinmeden akma. (Osmanlıca'da yazılışı: i'nad)
Türetilmiş Kelimeler (bis)
küfri inkarıküfri cuhudıküfri meşkukküfri mutlakküfri nifakıküfriyatküfriyyatküfrküfr ü dalalküfranküfranı nimetküfranlıkküfküf bağlamakküf kokmaküf kokuluküf kokusuinadı bırakmakinadınainadına yapmakinadındaninadinada binmekinadaptabilityinadaptableinadekuatinainabeinabilityinability to payinability to withstand disappointment