istidat ne demek?
- Yetenek
İnci gibi güzel bir yazısı ve mizaha da istidadı varmış.
Y. K. Beyatlı - Yaradılıştan gelen veya sonradan edinilmiş yetenek.
Her bulunduğu yerin hâkim ve sahibi kesilmek istidadında bir erkekti.
R. N. Güntekin - Yeteneği olan kimse.
Belki de büyük bir istidat düşmüştü elimize...
T. Buğra - Bk. öneğilim
- Bk. anıklık
- Instinct.
- Intelligence.
- Predispostion.
- Tendency.
- Vocation.
- Aptitude.
- Natural readiness.
- Quickness.
- Capacity to learn.
- Skill.
- Talent.
- Capacity to yield to some influence or action.
- Capability.
- Disposition.
- Dowry.
- Fitness.
- Genius.
- Gift.
yetenek
- Bir kimsenin bir şeyi anlama veya yapabilme niteliği, kabiliyet.
- Bir duruma uyma konusunda organizmada bulunan ve doğuştan gelen güç, kapasite.
- Kişinin kalıtıma dayanan ve öğrenmesini çerçeveleyen sınır.
- Dışarıdan gelen etkiyi alabilme gücü.
- Herhangi bir şeyi öğrenmek, bir işi yapmak ve tamamlamak ya da bir duruma başarıyla uymak konusunda organizmada bulunan ve doğuştan gelen güç.
- Kişinin kalıtımsal olarak öğrenmesini çerçeveleyen sınır.
- Dışarıdan gelen bir etkiyi alabilme gücü.
- Ability.
- Accomplishments.
- Accomplishment.
öneğilim
- Bir eğilim kazandırmaya elverişli bireysel özelliklerden kaynaklanan gizil yatkınlık.
- Predisposition.
istidat testi
- Bk. anıklık ölçeri
istidat testleri
- Bk. anıklık testleri