incapacitation ne demek?
- Yetenek sınırlaması
- Beceri sınırlaması
- Ehliyet kısıtlaması
- Kudretsiz kılma
- Diskalifiye etme
- Yetkisiz kılma, eleme
yetenek
- Bir kimsenin bir şeyi anlama veya yapabilme niteliği, kabiliyet.
- Bir duruma uyma konusunda organizmada bulunan ve doğuştan gelen güç, kapasite.
- Kişinin kalıtıma dayanan ve öğrenmesini çerçeveleyen sınır.
- Dışarıdan gelen etkiyi alabilme gücü.
- Herhangi bir şeyi öğrenmek, bir işi yapmak ve tamamlamak ya da bir duruma başarıyla uymak konusunda organizmada bulunan ve doğuştan gelen güç.
- Kişinin kalıtımsal olarak öğrenmesini çerçeveleyen sınır.
- Dışarıdan gelen bir etkiyi alabilme gücü.
- Ability.
- Accomplishments.
- Accomplishment.
incapacitate
- Yapamaz hale getirmek, aciz bırakmak, alıkoymak
- Kudretsiz hale getirmek
- Huk ehliyetini elinden almak
incapacitated
- Mahrum edilmiş
- Alıkoyulmuş
- Aciz bırakılmış