imtiyaz ne demek?
- Başkalarına tanınmayan özel, kişisel hak veya şart, ayrıcalık
Hiçbir kişiye, aileye imtiyaz tanınamaz.
AnayasaHem bu sayede sen artık yüzüme bakmak imtiyazını kazanan biricik erkeksin.
N. Hikmet - Fabrika kurmak, maden işletmek vb. için bir kişi veya kuruluşa devlet tarafından verilen özel izin.
- Gedik.
- Bk. ayrıcalık
- Diğerlerinden ayrılmak. Farklı olmak, benzerlerinden ayrılmak.
- Privilege.
- Concession.
- Grant.
- Franchise.
- Prerogative.
- Faculty.
- Royalty.
- Distinction ayrıcalık.
- Benefice.
- Benefit.
- Charter.
- Honour.
- Liberty.
- Licence license.
- Patent.
- Tenure.
ayrıcalık
- Başkalarından ayrı ve üstün tutulma durumu, imtiyaz
- Bir devletin yabancı bir devlete ya da çok kez olduğu gibi bir ortaklığa, bir madeni arama, işletme ya da herhangi bir hizmeti görme konusunda belli bir bölgede, belli süre ve koşullarla tanıdığı özel izin.
- Concession.
- Privilege.
- Concessionairy.
- Speciality.
- Eligibility.
- Favor.
- Favour.
- Benefit.
imtiyaz bahşedilmesi
- Bk. ayrıcalık verme
imtiyaz hakkı
- Bk. ayrıcalık hakkı