ifade ne demek?
Kökeni: Arapça
- Anlatım
Bu kitabın bende hazin bir intiba bıraktığını söylersem yanlış bir ifadede bulunmamış olurum.
Asaf Halet Çelebi - Deyiş, söyleyiş
Not ettiklerimi bir ağzın ifadesi şekline sokarak size okutacağım.
S. M. Alus - Bir duyguyu yüz aracılığıyla anlatan belirtilerin bütünü
Sakalı yeni çıkmış yüzünde çocukça ifadeler uçuyordu.
S. F. Abasıyanık - Tanık ve sanıkların olay hakkında yargı organlarına yaptıkları sözlü açıklama
Onun ifadesini henüz dosyada görmedim.
A. İlhan - Dışa vurum.
- Bk. anlatım
- Bk. deyim
- Bk. dışavurum
- Anlatmak. Söylemek.
Expression.
Statement.
Declaration.
Voice.
Deposition.
Evidence.
Denotation.
Enunciation.
Import.
Locution.
Phrase.
Proposition.
Recital.
Recital of fact.
Signification.
Term.
Utterance.
Affirmation.
Sign.
Strain.
Testimony.
Look.
Way of expressing one's thoughts.
Facial expression.
Clincher.
Diction.
Exposition.
Statement of fact.
Misdescription.
Representation.
anlatım
- Anlatma işi.
- Bir duyguyu, bir düşünceyi, bir konuyu söz veya yazı ile bildirme, ifade.
- Bir düşünce veya duyguyu bildirmek üzere kullanılan yargılı veya yargısız sözcük ya da sözcükler dizisi.
- Bir sinema ya da televizyon yapıtının belli bir kavram, düşünce ya da duyguyu görüntüler ve sesler yardımıyla ortaya koymada başvurduğu yol; görüntü ve sesleri kullanırken bunların sağladığı çeşitli olanaklardan yararlanma biçimi.
Manner of telling.
Strain.
Verbalism.
Narration.
Exposition.
Expression.
anlatım
- Anlatma işi.
- Bir duyguyu, bir düşünceyi, bir konuyu söz veya yazı ile bildirme, ifade.
- Bir düşünce veya duyguyu bildirmek üzere kullanılan yargılı veya yargısız sözcük ya da sözcükler dizisi.
- Bir sinema ya da televizyon yapıtının belli bir kavram, düşünce ya da duyguyu görüntüler ve sesler yardımıyla ortaya koymada başvurduğu yol; görüntü ve sesleri kullanırken bunların sağladığı çeşitli olanaklardan yararlanma biçimi.
Manner of telling.
Strain.
Verbalism.
Narration.
Exposition.
Expression.
ifade almak
- sorgulamak
ifade dansı
- Bk. anlatım dansı