idrak ne demek?
Kökeni: Arapça
- Anlama yeteneği, anlayış, akıl erdirme
Kişilik idraklerle doğar, diyenler de var.
Ç. Altan - Erişme, ulaşma.
- Algı, algılama
- Dış dünyanın uyarısı ile meydana gelen fiziksel duygunun zihinsel yorumu.
- Anlayış. Kavrayış. Akıl erdirmek. Fehim. Yetiştirmek.(Maalesef insanlar teavün sırrını idrak edememişler, hiç olmazsa taşlar arasındaki yardım vaziyetinden ders alsınlar! İ.İ.)
Cognizance.
Cognition.
Comprehension.
Understanding.
Attainment.
Reaching.
Perception algı.
Mental ability or quickness.
Consciousness.
Grasp.
Intellect.
Penetration.
Realization.
Reason.
Savvy.
Perception.
Perception
idrak bozukluğu
- Bk. algı bozukluğu
idrak edebilen
Comprehensive.