işkence ne demek?
- Bir kimseye maddi veya manevi olarak yapılan aşırı eziyet.
- Düşüncelerini öğrenmek amacıyla birine uygulanan eziyet
Ona, evimize niçin geldiğini sormak işkencesini de yaptım.
S. F. Abasıyanık - Aşırı gerginlik, sıkıntılı durum, azap
Beklemek işkencesi yüreğini fena didiklemeye başladı.
P. Safa - Vidalı bir tür sıkıştırma aracı.
- Eziyet, azab.
- Corporal punishment.
- Gaff.
- Grueling.
- Gruelling.
- Persecution.
- Clamp.
- Ordeal carpenter's clamp.
- Rack.
- Torture.
- Torment.
- Cruelty.
işkence aleti
- Işkence sırasında kullanılan araç ya da aygıt.
- Tormentor.
işkence çarkı
- Wheel.