içtikleri su ayrı gitmemek ne demek?
- Sıkı fıkı dost, arkadaş olmak.
- Sıkı fıkı dost, arkadaş olmak: İçtikleri su ayrı gitmez, her derdini onunla paylaşırdı. -H. Topuz.
içtihad
- (Bak: İctihad)
içtihat
- Yasada veya örf ve âdet hukukunda uygulanacak kuralın açıkça ve tereddütsüz olarak bulunmadığı konularda, yargıcın veya hukukçunun düşüncelerinden doğan sonuç.
- Görüş, özel görüş, anlayış, kavrayış.
- Opinion.
- Conviction.
- Interpretation.
- Caselaw.
- Case law.
- Ruling case.
su
- Yaşam kaynağı.
- Bu sıvıdan oluşan kitle, deniz, akarsu
- Meyve, sebze vb.nin sıkılmasıyla elde edilen sıvı.
- Bazı kokulu yaprak veya çiçekler imbikten çekilerek elde edilen kokulu sıvı.
- Yemeğin sulu bölümü
- Hidrojenle oksijenden oluşan, oda sıcaklığında sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız madde, ab.
- Demir araçları ateşte kızdırdıktan sonra, suya daldırılarak sağlanılan sertlik.
- Sutaşı.
- Bkz. çay.
- H2O; yer yüzeyinin en büyük bölümünü oluşturan, kimyaca çok kalımlı, renksiz, kokusuz, tatsız sıvı.
ayrı
- Yerleri bir olmayan.
- Başka, başka türlü.
- Birbirinden farklı.
- Yalnız, tek başına.
- Irak, uzakta kalmış, atılmış, mechur, cüda.
- Yalnız, münferit.
- Apart.
- Separate.
- Unconnected.
- Divided.