hussad ne demek?
- Hased edenler. Kıskananlar.
hased
- Başkasının iyi hallerini veya zenginliğini istemeyip, kendisinin o hallere veya zenginliğe kavuşmasını istemek. Çekememezlik. Kıskançlık. Kıskanmak.(Hasedin çaresi: Hasid adam, hased ettiği şeylerin akıbetini düşünsün. Ta anlasın ki, rakibinde olan dünyevi h--uşu--n ve kuvvet ve mertebe ve servet; fanidir, muvakkattır. Faidesi az; zahmeti çoktur. Eğer, uhrevi meziyetler ise; zaten onlarda hased olamaz. Eğer onlarda dahi hased yapsa, ya kendisi riyakardır; ahiret malını dünyada mahvetmek ister. Veyahut mahsudu riyakar zanneder, haksızlık eder zulmeder.Hem ona gelen musibetlerden memnun ve ni'metlerden mahzun olup kader ve rahmet-i İlahiyeye onun hakkında ettiği iyiliklerden k--uşu--yor. Adeta kaderi tenkid ve rahmete itiraz ediyor. Kaderi tenkid eden başını örse vurur kırar. Rahmete itiraz eden rahmetten mahrum kalır. M.)
hussar
- Hafif süvari eri
- Eskiden Macar süvarisi
- Süslü üniforması olan hafif süvari askeri.
huss
- Karışmadık, safi olan.
- (Britanya) köpekbalığı, küçük bir köpekbalığı türü; Avrupa'ya özgü yenilen bir köpekbalığı türü