humongous ne demek?
- Çok büyük, devasa
- Muazzam, kocaman
- Aşırı derecede büyük (boyut veya miktarda)
çok
- Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı
- Aşırı bir biçimde
- Galore.
- Great.
- Handsome.
- Infinite.
- Like blazes.
- Perfectly.
- Power of.
- Profu.
humo u rous
- Gülünç
humor
- Alay, dalga geçiş, hafife alma, boş verme
- Gülmece.
- Eski düşünürlerin, canlı vücudunda olduğu varsaydıkları kan, muhat, sümüksü madde ve safra vb. maddelerden her biri, şişkinlik, hılt.
- Bir bez, organ veya dokuyu uyarmak için kan yoluyla iletilen etkin madde.
- Herhangi bir vücut sıvısı.
- To help on by indulgence or compliant treatment; to soothe; to gratify; to please.
- The trait of appreciating the humorous; 'she didn't appreciate my humor'; 'you can't survive in the army without a sense of humor' the quality of being funny; 'I fail to see the humor in it' one of the four fluids in the body whose balance was believed to determine your emotional and physical state; 'the humors are blood and phlegm and yellow and black bile' put into a good mood.
- Message whose ingenuity or verbal skill or incongruity has the power to evoke laughter.
- The trait of appreciating the humorous; 'she didn't appreciate my humor'; 'you can't survive in the army without a sense of humor'.
- Characteristic state of feeling; 'whether he praised or cursed me depended on his temper at the time'; 'he was in a bad humor'.