hediye ne demek?
Kökeni: Arapça (hediyye)
- Armağan
Yengemin düğün hediyesiymiş, hâlâ takıyor.
Ahmet Ümit - Fiyat.
Bu masa örtüsünün hediyesi otuz milyon liradır.
- Karşılıksız verilen şey. - hediyetullah: allah'ın hediyesi.
- Birini sevindirmek, mutlu etmek için verilen şey, armağan.
- Parasız verilen, bağışlanan şey. Armağan.
- Favor, favour [Brit.].
- Donative.
- Gift.
- Present.
- Bounty.
- Gratuity.
- Presentation.
- Gift armağan.
- Price fiyat.
- Bonus.
- Prezzie.
armağan
- Birini sevindirmek, mutlu etmek için verilen şey, hediye.
- Ödül.
- Bir bilim adamının emek verdiği dalda onu anmak için hazırlanan bilimsel eser.
- Bağış, ihsan.
- Bir kişiye duyulan saygıyı belirtmek üzere, çok kez o kişinin çalıştığı daldaki uzmanlarca ya da öğrencilerince oluşturulan kitap.
- Kurum ya da kuruluşların önemli yıldönümlerinde tanınmış yazarların katkılarıyle oluşturulan kitap.
- 1. hediye, peşkeş, tuhfe, bergüz 2. birinin gördüğü işe veya başarısına karşılık olarak verilen şey, mükafat.3. bir ilim adamını tanıtmak veya çalışmalarından ötürü mükafatlandırmak maksadıyla adına çıkarılan ilmi es (köprülü armağanı).
- İthaf, bahşiş.
- Ödü
- Festschrift.
hediye almak
- Accept a gift.
hediye çeki
- Alışverişten sonra hediye yerine geçmek amacıyla verilen özel çek.
- Gift voucher.