heavy ne demek?
- Ağır, kaldırılmasl zor
- Büyüklüğüne göre ağır
- Şiddetli, kuvvetli (yağmur, rüzgâr, fırtına)
- Fazla, olağandan çok (kar, oy sayısı)
- Kabarmış (deniz)
- Çol faal (borsa alışverişi)
- Aşırı
- Kalın (elbise)
- Ciddi, önemli
- Güç, zor (vazife)
- Bulutlu, kapalı (gök)
- Sıkıcı, ezici, usandırıcı
- Sıkıntılı, üzücü
- Kederli
- Zarafetsiz, incelikten yoksun
- Kaba
- Ağır, hazımı güç (yemek)
- Ağır, boğucu (koku)
- Derin (sessizlik)
- Uyku basmış, ağırlaşmış (göz)
- Ağır (izotop)
- Sıkışık (trafik)
- , tiyatro, kötü adam rolü
- Dramda baş rol
- Ağır, baskın, şiddetli, fırtınalı, aşırı, önemli, çok, sert, baygın, üzücü, bozuk, kaba, hamile, ağdalı
- Ağdalı
heavy applause
- Yoğun alkış
- Yüksek sesli alkış
- Çok alkış
heavy artillery
- Büyük çapta top, ağır top
- Ağır çaplı top