heard the evidence ne demek?
- Tanığı dinledi, savunmasını dinledi, belgelendirdi
heard
- Hear.
- Duymak, işitmek, dinlemek, kulak vermek, ifadesini almak, haber almak, mektup almak, öğrenmek, onaylamak
heard
- Heard Adası ve McDonald Adaları, Madagaskar'dan Antarktika'ya kadar olan yolun üçte ikisi kadar uzaklıkta güney Okyanus'unda bulunan ıssız ve çorak adalar (1947'den beri Avustralya'nın bir parçasıdır)
the
- Belirli durumlarda isimden önce kullanılır
- O (tarif edatı, harfi tarif, belirtme sıfatı)
- Ne kadar, o kadar (mukayese sıfatlarından evvel)
evidence
- Kanıt
- Kanıtlamak, ispatlamak
- Delil, şehadet, ispat, tanıt
- Vuzuh, açıklık, aydınlık
- Şahit, tanık
- Belirtmek, açıklamak, göstermek
- Tasrih etmek, tavzih etmek
- İspat etmek
Türetilmiş Kelimeler (bis)
heardheard heard from himhearhear a shothear abouthear evidencehear fromheadhead amphead and shouldershead and shoulders abovehead bindingthethe 1967 bordersthe 1st cervical vertebrathe 2004 tsunamithe 80 20 rulethe a teamthe abcthe abc powersthe ablativethe ablative caseththa sackthaithai boxingthai citizen