harika ne demek?
Kökeni: Arapça
- Yaradılışın ve imkânların üstünde nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran.
- Çok büyük bir hayranlık uyandıran, eksiksiz, kusursuz, tam, mükemmel.
Harika fikir doğrusu, kim akıl ettiyse iyi akıl etmiş.
A. İlhan - İmkanların üstünde olan şey, hayret uyandıran, hayranlık veren.
- Nitelikleriyle hayranlık uyandıran, eksiksiz, kusursuz.
- "Güzel" anlamında kullanılan bir söz.
- Görülmedik derecede kıymetli.
- Osmanlıca'da yazılışı: hârika.
- Büyük ve görülmedik eser.
- Wonderful.
- Marvellous.
- Marvelous.
- Fabulous.
- Gorgeous.
- Fantastic.
- Fantastical.
- Yummy.
- Beautiful.
- Bully.
- Cool.
- Corking.
- Divine.
- Far-out.
- In the groove.
- Groovy.
- Immense.
- Jolly good.
- Keen.
- No mean.
- Phenomenal.
- Prodigious.
- Ripping.
- Scrumptious.
- Splen.
- Brilliant.
- Dreamy.
- Exquisite.
- Great.
- Heavenly.
- Incredible.
- Lovely.
- Rare.
- Sensational.
- Smashing.
- Superb.
- Terrific.
- Tremendous.
- Wonder.
- Miracle.
- Extraordinary.
- Great!.
- Wow!wonder.
- Far out.
- First rate.
- Glorious.
- Marvel.
- Prodigy.
- Rip roaring.
- Top- notch.
harika ağ
- Fizoklist balıklarda, gaz kesesinin önünde ve ventralinde bulunan ve keseye gaz salgılamaya yarayan kılcal damar ağı. Kırmızı cisim.
- Rete mirabile.
harika bir şey
- Wanderful affair.