hakim ne demek?
- Egemenliğini yürüten, buyruğunu yürüten, sözünü geçiren, egemen; duygu, davranış vb. yi istenciyle denetleyebilen (kimse).
- Egemenliğini yürüten, buyruğunu yürüten, sözünü geçiren, egemen
Arkasında yavaş fakat çok hâkim bir ses işitmişti.
A. Gündüz - Başta gelen, başta olan, baskın çıkan.
- Duygu, davranış vb.ni iradesiyle denetleyebilen (kimse)
- Yüksekten bir yeri bütün olarak gören.
- Yargıç
- Benzerleri arasında güç ve önem bakımından başta gelen, dominant, başat.
- Tanrı.
- Bilge.
- Bk. yargıç
- Yargıç.
- 1. her şeye hükmeden, hikmet sahibi olan allah. 2. hükmeden, dava yargılama işine memur olan, yargıç. 3. üstte bulunan. 4. hekim, akıllı, becerikli. 5. kadı, vali, amir, hükümdar, emir.
- Galib. Haklı ve haksızı ayırıp hak ve adalet üzere hükmeden. Başkasını müdahale ettirmeden idare eden, Allah (C.C.) (Osmanlıca'da yazılışı: hâkim)
Dominating.
Commanding.
Dominant.
Predominant.
Magisterial.
Sov'ran.
Judge.
Ruler.
Adjudicator.
Justice.
Savant.
Recorder.
Solon.
Masterful.
Sovereign.
Sage bilge.
God Tanrı.
Of great wisdom.
Philosopher.
Wise man; a physician, esp.
Mohammedan.
Mohammedan title for a ruler; a judge.
Muslim physician a Muslim ruler or governor or judge.
Ruling.
Muslim ruler or governor or judge.
Muslim physician.
Muslim doctor who uses traditional medications (also hakeem).
- Hekim, geleneksel ilaçlar kullanan Müslüman doktor (ayrıca hakeem)
yargıç
- Millet adına, yargı yetkisini kullanarak yasaya aykırı davranışlarda veya uyuşulmayan işlerde yasayı yerine getirmekle, adaleti gerçekleştirmekle görevli kimse, hâkim.
- Ulus adına, bireylerin birbirleri ve bireyle devlet arasında çıkan uyuşmazlıkları yasalara göre ve yargı yolu ile çözümleyen kişi.
Adjudicator.
Commissioner.
Judge.
Justice.
Bench.
Recorder.
Arbiter.
Arbitrator.
hakim anane
- Bk. egemen gelenek
- Bk. egemen görenek
hakim dalga
Dominant wavelength