hızında ne demek?
- Speed, velocity, impetus, quickness, bat, career, celerity, dispatch, expedition, haste, lick, pace, pelt, raciness, rapidity, rapidness, swiftness, tilt.
hızını alamamak
- Hızla gidişini yavaşlatamamak.
- Be unable to slow down, be unable to stop oneself.
hızını almak
- Şiddetini yenmek, yatışmak.
- To slow down.