hülya ne demek?
Kökeni: Arapça
- Tatlı düş, hayal.
Talihin kırkyılda bir karşıma çıkardığı saadet hülyasını tehlikede buldum.
H. E. Adıvar - Bir kadın adı.
- Kuruntu.
- Bkz. hulya
Reverie.
Delusion.
Illusion.
Pleasant daydream.
tatlı
- Şeker tadında olan.
- Acı olmayan, içilebilen, yenilebilen.
- Şekerle veya şekerli şeylerle yapılan yiyecek.
- Sinirlendirmeden, hoşa gidecek bir biçimde, tatlılıkla.
- İnsanı çeken, göze, kulağa hoş gelen, rahatlatan, dinlendiren, sevindiren
- Lezzetli.
- Hoşa giden, şirin.
Luscious.
Mellifluent.
Mellifluous.
hulya
- Hülya
- Kuruntu
- Hayal. Vehim. Olmayan bir şeyi düşünerek yaşamak. Akıldan geçen ve matmah-ı nazar olan husus.
Fancy.
Daydream.
Dream.
hülyalaşma
- Hülyalaşmak durumu.
hülyalaşmak
- Hülya durumuna gelmek.