great ne demek?
- Büyük
- Mükemmel
- Ulu, muazzam, ünlü, hevesli, iyi, çok iyi
- Kocaman, iri, cüsseli, azametli
- Önemli
- Çok, sayıca çok, külliyetli
- Uzun, sürekli
- Çok iyi, yolunda
- Fazla
- Yüksek, meşhur
- Asil
- Mahir, usta
- Fevkalade
büyük
- Bkz. makro, hipertrofik
- Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), küçük karşıtı
- Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram)
- Niceliği çok olan
- Üstün niteliği olan
- Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş
- Önemli
- Alman mastı.
- Large.
- Wide.
great agitation
- Heyhey
great ant eater
- Büyük karıncayiyen