grand ne demek?
- Büyük
- Azim, ulu
- Baş, başlıca
- Muhteşem, debdebeli, saltanatlı
- Heybetli, muazzam
- Fevkalade, enfes
- Kuyruklu piyano
- Argo bin dolar
- Ağırbaşlı
- Azamet
büyük
- Bkz. makro, hipertrofik
- Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), küçük karşıtı
- Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram)
- Niceliği çok olan
- Üstün niteliği olan
- Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş
- Önemli
- Alman mastı.
- Large.
- Wide.
grand auditorium
- Salon kasaya göre biraz daha geniş akustik gitar gövdesi ve bu tür gövdeye sahip akustik gitar.
grand average
- Genel Ortalama