gizli ne demek?
- Görünmez, belli olmaz bir durumda olan, edimsel karşıtı.
- Başkalarından saklanan, duyurulmayan, saklı kalan, mahrem, mestur
İki komutan arasında o gün gizli bir anlaşma yapıldığı söylentisi çıkmıştı.
H. Taner - Niteliği anlaşılmayan, bilinmeyen.
- Saklı olarak, saklayarak
Mektubu senden gizli posta kutusuna attım.
M. Yesarî - Bkz. okült, saklı, latent
- Klinik olarak tanımı yapılamayan, belirlenemeyen
- Belirtileri görülmeyen, gizli olan hastalık
- Hidden.
- Concealed.
- Secret.
- Classified.
- Esoteric.
- Unknown.
- Clandestine.
- Covert.
- Sealed.
- Restricted.
- Underground.
- Arcane.
- Back-door.
- Blind.
- Closet.
- Under cover.
- Cryptic.
- Cryptical.
- Dark.
- Disguised.
- Furtive.
- Hole-and-corner.
- Hugger-mugger.
- Inside.
- Latent.
- Occult.
- Runaway.
- Sneaking.
- Surreptitious.
- Ulterior.
- Undercover.
- Underhand.
- Veiled.
- Secretly.
- Huis clos.
- Bush telegraph.
- Cabinet.
- Close.
- Crypto.
- Hush hush.
- Inner.
- Between you and me and the lamppost.
- Confidential.
gizli açlık
- Bir toplumda, bir toplumsal kümede nüfus beslenmesinin çok geniş ölçüde sınırlı sayıda besinlere (örneğin tahıla ya da pirince vb.) dayalı olması, sağlıklı beslenme için zorunlu olan besin yapıtaşlarının (vitaminler, tuzlar vb.) ise yetersiz ölçüde alınması durumu.
- Disguised famine.
- Famine déguisée
gizli ajan
- Secret agent, confidential agent.