giydirmek ne demek?
- Ağır sözler söylemek, hakaret etmek.
- Giyme işini yaptırmak
Derhâl hamama soktu, sırtına temiz bir elbise giydirip huzura çıkardı.
H. Taner Attire.
Clothe.
Dress.
To dress to clothe sb.
To abuse.
To reproach.
Gear.
Rig out.
giydirme
- Giydirmek işi.
- Dökme, haddeleme ya da basınçlı kaynaklama yoluyle yapılan ve kütlesi, tüm kütlenin % 3'ünü geçen bir örtü kazandırmak için yapılan örtme işlemi, yayınımlı tutturma diye de bilinir.
Dressing.
Clad.
Cladding.
Placage
giydirme cephe
- çok katlı bir yapıda, döşemelerin önünden geçerek devam eden, bunlara veya kolonlara asılan, taşıyıcı olmayan, çoğu bol camlı dış kabuk.