gezinmek ne demek?
- Eğlenmek, vakit geçirmek için gezmek, dolaşmak, seyran etmek
Başı bir düşünceyle ağırlaşmış gibi öne düşük, elleri cebinde, geziniyordu.
P. Safa - Belirli bir çevre içinde gezip durmak
Bir akşam rıhtım boyunda geziniyordum.
S. F. Abasıyanık - Özellikle doğaçtan yapılan müzikte, ezgiyi belli bir makam anlayışı içinde değişik perdeler üzerinde çalmak, dolaşmak.
- Bat around.
- Walk about.
- Walk around.
- Wander about.
- Wander.
- Stroll.
- Hang around.
- Hang about.
- Get around.
- Mosey.
- Perambulate.
- Promenade.
- Roam.
- Rove.
- Rove about.
- Stray.
- Go for a stroll.
- Take a stroll.
- Go for a walk.
- Take a walk.
- Ramble.
- Range.
- Walk.
- To wander about.
- To get about.
- To get around.
- To stroll.
- To ramble.
- To roam.
- To wander about without a definite purpose.
- To walk about.
- To walk.
- To lounge.
- To promenade.
gezinme
- Gezinmek işi, seyran.
- Ramble.
- Wander.
gezinmemek
- (neg. form of gezinmek) walk about, wander about, wander, stroll, hang around, hang about, get around, mosey, perambulate, promenade, roam, rove, rove about, stray, go for a stroll, take a stroll, go for a walk, take a walk.