gezinmek ne demek?

  1. Eğlenmek, vakit geçirmek için gezmek, dolaşmak, seyran etmek

    Başı bir düşünceyle ağırlaşmış gibi öne düşük, elleri cebinde, geziniyordu.

    P. Safa
  2. Belirli bir çevre içinde gezip durmak

    Bir akşam rıhtım boyunda geziniyordum.

    S. F. Abasıyanık
  3. Özellikle doğaçtan yapılan müzikte, ezgiyi belli bir makam anlayışı içinde değişik perdeler üzerinde çalmak, dolaşmak.
  4. (en)Bat around.
  5. (en)Walk about.
  6. (en)Walk around.
  7. (en)Wander about.
  8. (en)Wander.
  9. (en)Stroll.
  10. (en)Hang around.
  11. (en)Hang about.
  12. (en)Get around.
  13. (en)Mosey.
  14. (en)Perambulate.
  15. (en)Promenade.
  16. (en)Roam.
  17. (en)Rove.
  18. (en)Rove about.
  19. (en)Stray.
  20. (en)Go for a stroll.
  21. (en)Take a stroll.
  22. (en)Go for a walk.
  23. (en)Take a walk.
  24. (en)Ramble.
  25. (en)Range.
  26. (en)Walk.
  27. (en)To wander about.
  28. (en)To get about.
  29. (en)To get around.
  30. (en)To stroll.
  31. (en)To ramble.
  32. (en)To roam.
  33. (en)To wander about without a definite purpose.
  34. (en)To walk about.
  35. (en)To walk.
  36. (en)To lounge.
  37. (en)To promenade.

gezinme

  1. Gezinmek işi, seyran.
  2. (en)Ramble.
  3. (en)Wander.

gezinmemek

  1. (en)(neg. form of gezinmek) walk about, wander about, wander, stroll, hang around, hang about, get around, mosey, perambulate, promenade, roam, rove, rove about, stray, go for a stroll, take a stroll, go for a walk, take a walk.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

gezinmegezinmemekgezingezinekgezinen örümcekgezinişgezigezi bakısıgezi çekigezi filmigezi listesi burada
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın