gezdirmek ne demek?
- Birinin gezmesini sağlamak, dolaştırmak
Kendisini seven, gezdiren büyük kızlar, ona abla kokusunu vermişlerdi.
O. C. Kaygılı - Tanıtmak amacıyla dolaştırmak.
- Bir şeyi başka bir şeyin üzerinde dolaştırarak dökmek.
- Sürterek, değdirerek hareket ettirmek
Elini iki üç kere ıslak yüzünün üstünde gezdirdi.
Y. K. Karaosmanoğlu - Bir şeyi herkesin alması için dolaştırmak, sunmak.
- Herhangi bir biçimde giydirmek
Beni eski kıyafetle gezdiriyor.
A. H. Tanpınar - Ride: give a ride.
- Walk about.
- Walk.
- Take walk for a walk.
- Walk around.
- Show around.
- Trot round.
- Promenade.
- To show around.
- To sprinkle.
- To show round.
- To take out walking.
- To walk.
- To take through.
- To be unable to hold the ship on her course.
- Pass.
- Play.
- Take about.
gezdirme
- Gezdirmek işi.
- Panning.
gezdirmemek
- (neg. form of gezdirmek) walk, walk about, take walk for a walk, walk around, show around, trot round, promenade.