gevşek ne demek?
- Sıkı veya gergin olmayan, gevşemiş olan
Bizim dost, gevşek kravatıyla, çözük yakasını şöyle bir okşadı.
Ç. Altan - Cansız, hareketsiz, iradesiz.
- İlgisiz, kayıtsız bir biçimde
Bu konuda gevşek davranırsanız periler diyarına akla gelmeyecek sevimsiz bir yoldan gitmek de var.
B. R. Eyuboğlu Loose.
Slack.
Limp.
Flabby.
Slouchy.
Slouching.
Airy.
Crank.
Drooping.
Flaccid.
Flagging.
Floppy.
Halfhearted.
Laidback.
Listless.
Non-rigid.
Nonrigid.
Supine.
Unstuck.
Cranky.
Free.
Remiss.
Yielding.
Baggy.
Soft.
Light.
Idle.
Labile.
Incompact.
Incohesive.
Passive.
Incoherent.
Spongy.
Easy going.
Languid.
Tender.
Torpid.
gevşek abanık
- Ses yolu kasları gevşek durarak söylenen aba-nık : b, d, g gibi.
Consonne douce
gevşek ağızlı
- Geveze, boşboğaz kimse.
Indiscreet.
Unable to keep secrets.