germek ne demek?
- Bir şeyin uçlarından veya kenarlarından çekerek gergin duruma getirmek
Yayı daha germe / Kıracaksın.
B. Necatigil - Gergin bir şeyle örtmek.
- Kol, bacak, uzatmak.
- Gergin duruma getirmek, gerginlik yaratmak, sinirlendirmek.
- Stretch.
- Stretch out.
- Strain.
- Tighten.
- Tighten up.
- Tense.
- Distend.
- Draw.
- Hang on.
- Lift.
- Rack.
- Span.
- Sprawl out.
- Stay.
- String.
- Tauten.
- Extend.
- Flex.
- To tense.
- To extend.
- To scretch.
- To stretch.
- To tighten.
- To spread out and stretch over.
- To pull.
- To rack.
- To stiffen.
- To clamp.
- To frame.
- To brace.
- To spread.
- To bar.
- To span.
- To stram.
- To stress.
- To hang.
germe
- Birbirine yaklaşık (bükülü) vücut bölümlerini, gerici kasların çalışmasıyla birbirinden iyice uzaklaştırma.
- Birbirine yaklaşık bükülü vücut bölümlerini, gerici kasların çalışmasıyla birbirinden iyice uzaklaştırma, bükme karşıtı.
- Bir yeri bölmek, sınırı belli etmek için yapılan tahta perde.
- Germek işi.
- Bükmenin karşıtı devinim
- Tension.
- Stretching.
- Spreader.
- Anchor.
- Tieback.
germe cihazı
- Tension