genişlemek ne demek?

  1. Geniş duruma gelmek, büyümek.

    Teleskopların kuvveti arttıkça bilinen gök cisimlerinin sayısı ve kainatın hacmi de genişlemiştir.

    Mehmet Kaplan
  2. Bollaşmak.
  3. Rahat bir duruma gelmek, açılmak, ferahlamak

    Ahali dar parmaklıklardan kurtulur kurtulmaz, yelpaze gibi açılıp genişleyerek dağılıyorlardı.

    P. Safa
  4. Yaygın duruma gelmek.
  5. (en)Widen.
  6. (en)Extend.
  7. (en)Expand.
  8. (en)Dilate.
  9. (en)Enlarge.
  10. (en)Spread out.
  11. (en)Broaden.
  12. (en)Flare.
  13. (en)Splay.
  14. (en)Sprawl.
  15. (en)Yawn.
  16. (en)To broaden out.
  17. (en)To widen.
  18. (en)To broaden.
  19. (en)To enlarge.
  20. (en)To dilate.
  21. (en)To expand.
  22. (en)To extend.
  23. (en)To ease up.
  24. (en)To expend.
  25. (en)Branch out.
  26. (en)Bulk.
  27. (en)Eke out.
  28. (en)Evolve.

genişleme

  1. Bkz. dilatasyon, dilasyon
  2. Genişlemek işi.
  3. Bk. ünlügenişlemesi
  4. Bir iktisadi dalgalanma evresinde reel gayrisafi yurtiçi hasılanın dipten zirveye varasıya geçirdiği artma süreci. krş. daralma
  5. Bir delik veya borusal bir yapının genişlemesi, dilatasyon, ekspansiyon, ektazi.
  6. (en)Dilation.
  7. (en)Expansion.
  8. (en)Extension.
  9. (en)Broadening.
  10. (en)Broading.

genişleme aksiyomu

  1. (…)
  2. (en)Extension axiom.
  3. (fr)Axiome d'extension

Türetilmiş Kelimeler (bis)

genişlemegenişleme aksiyomugenişleme hızıgenişleme patikasıgenişleme politikasıgenişle
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın