gazeteci ne demek?
- Gazete yayımlayan kimse.
Ben gazeteciyim. Bir ticarethanenin sahibiyim.
Necip Fazıl Kısakürek - Gazeteye yazı yazmayı, haber toplayıp vermeyi veya gazetenin yazı işlerinde çalışmayı iş edinen kimse.
- Gazete satan kimse.
Gazetteer.
Journalist.
Legman.
News agent.
News-dealer.
Newsman.
Newspaperman.
News vendor.
Pressman.
Publicist.
Newsagent.
Seller of newspaper.
Newsdealer.
Bookstall.
Newsagent's.
Newsstand.
Newspaper seller / reporter.
Owner of a newspaper.
News dealer / room / vendor / stand.
Gazette writer.
Knight of the pen.
News boy.
News man.
Newsy.
gazete
- Politika, ekonomi, kültür ve daha başka konularda haber ve bilgi vermek için, yorumlu veya yorumsuz, her gün veya belirli zaman aralıklarıyla çıkarılan yayın
- Bu yayının yönetildiği, hazırlandığı, basıldığı yer.
- Genellikle günlük, kimi zaman haftalık ya da haftada birkaç kez olmak üzere yayımlanan, güncel haber ve bilgileri veren süreli yayın.
- Fr. Genellikle günlük çıkan ve büyük boy olan neşriyat organı. (Bak: Mürcif)
News medium.
Paper.
Sheet.
Copy.
Daily paper.
Newspaper.
gazeteci çocuk
Newsboy.
gazeteci söyleşmesi
- Hacivat ile Karagöz arasında geçen, biraz gazetecileri eleştiren yarışmalı konuşma.