gazel ne demek?
Kökeni: Arapça
- Divan edebiyatında beş ile on beş beyit arasında değişen, ilk beytinin dizeleri birbiriyle, sonraki beyitlerinin ikinci dizeleri birinci beyitle uyaklı, genellikle lirik konularda yazılan nazım biçimi.
O mecmuadaki gazelleri yüksek sesle okurken eski şiir lehçemizdeki beliğ ve rindane edaların zevkine varıyorum.
Y. K. Beyatlı - Klasik Türk müziğinde belli bir kurala bağlı olmadan bir kişi tarafından sazlardan birinin eşliğinde söylenen, söyleyenin ses gücünü göstermesine de olanak veren müzik eseri.
Yanımızdaki vagonda bir gazel başladı.
Y. Z. Ortaç - Tek kişinin özel bir ahenkle okuduğu manzume. (Aşk ve nefis gibi hislere ait olup, anlamı dine aykırı olursa ve kadın sesi ile caiz değildir.)
- Türk müziğinde belli bir kurala bağlı olmadan bir kişi tarafından sesle yapılan taksim.
- Divan, Fars ve Arap edebiyatlarında en yaygın nazım biçimi.
- Sonbaharda kuruyup dökülen ağaç yaprağı.
Coşkun sular gibi akıp durulma / Kuru gazel gibi esip savrulma.
Karacaoğlan - Şiir şekli.
- Latif.
- The black currant; also, the wild plum.
- Lyric.
- See Gazelle.
- Lyric poem.
- Gazelle.
gazel damarı
- Şah damarı
gazel okumak
- Oyalamak veya kandırmak üzere boş sözler söylemek.
- Gazel söylemek