gayret ne demek?
Kökeni: Arapça
- Çaba, çalışma isteği.
Arkadaşlarına yardımcı olmak arzu ve gayreti onu acıklı bir duruma düşürüyordu.
M. Yesarî - Çalışma, çabalama
- Koruma, esirgeme
- Kutsal sayılan şeylere yabancıların saldırmasını görmekten doğan dayanamama duygusu.
- Dikkatle ve sebatla çalışmak
- Kayırma duygusu
- Kıskanma, çekememe
Effort.
Zeal.
Ardor.
Ardour.
Endeavor.
Endeavour.
Energy.
Assiduity.
Conation.
Enthusiasm.
Exertion.
Fervency.
Fervor.
Fervour.
Hastiness.
Industry.
Intentness.
Keenness.
Nerve.
Push.
Sedulity.
Slog.
Snap.
Spurt.
Strenuousness.
Struggle.
Diligence.
Glow.
Pains.
Snatch.
Toil.
Labour.
Perseverance.
Solicitude.
Pull.
Verve.
Vigour.
gayret almak
- Yüreklenmek, cesaret almak.
gayret dayıya düştü
- Iş, onu başarabilecek olana kaldı.