gantlet ne demek?
- Bak gauntlet
- I, ask elleri değnekli iki sıra askerin arasından geçirilmek suretiyle uygulanan eski bir dayak cezası: iki veya her taraftan hücum; üzucu durumlar run the gantlet sıra dayağı yemek; birçok kimsenin hışmına uğramak
- Eldiven (iş), zırh eldiveni, düelloya davet için yere atılan eldiven
bak
- Antilop, tavşan, geyik gibi bazı hayvanların yetişkin erkeklerine verilen ad.
- Atlarda yukarıya doğru sıçrama.
- Korku, havf, çekinme, sakınma. (Osmanlıca'da yazılışı: bâk)
- Geniş olmak, büyük olmak.
- Cistern, tank; vat, bin, container; vessel, boat, tub; cup of coffee (Slang); joke.
- Buck.
gantarma
- Kücü çerçevelerini istenilen yükseklikte tutmaya yarayan araç. (Bekilli *Çal -Denizli)
gantri
- Tomografi cihazında hastanın girdiği oyuk bölüm. Tüp ve dedektör sistemi bu boşluğun çevresinde bulunur. Öne ve arkaya 30