gaile ne demek?
- Sıkıntı, dert, keder, üzüntü.
Küçücük yaşta büyüklüğün olanca gaileleri kendi üzerlerine yığılmış kimseler görülür.
A. Mithat - Uğraştırıcı, pürüzlü iş, yük.
Otuz iki senelik bir saltanatın bin bir gailesi ve bu en son yıllarda geçirdiği ağır hastalığın tesiri yüzünden o, kendisini çok yorulmuş, yıpranmış, çökmüş hissediyordu.
N. S. Örik - İstenmeyen durum, baş belası.
- Dert, sıkıntı, baş belası. Tasa, zor iş.
Anxiety, fear, worry; eagerness.
gailei zaile
- Sona eren sıkıntı, ardı kesilen elem. (Osmanlıca'da yazılışı: gaile-i zâile)
gaileli
- Başa dert olan, üzüntü veren, gaile çıkaran.
- Sıkıntısı olan, dertli.
Troublesome, worrisome, or burdensome.
Troubled, worried.