günlük ne demek?
- O günkü, o günle ilgili.
- Üzerinden gün geçmiş veya geçecek.
- Her gün yapılan, her gün yayımlanan, her gün çıkan.
Günlük gazetelerde her gün başvuran öğrencilerin adları yayımlanıyordu.
Metin And - Günü gününe tutulan hatıra, günce, muhtıra.
- Günü gününe tutulan anı yazısı veya bu yazıları içine alan eser, günce.
- Tütsü için kullanılan bir çeşit ağaç sakızı.
Derinlerden gelen öd ve günlük kokuları etrafı ve havayı sardı.
Ahmet Hikmet Müftüoğlu - Günü gününe yayımlanan (gazete vb.).
- Daily.
- Day-to-day.
- Of every day.
- Everyday.
- Fresh.
- Diurnal.
- Per diem.
- Quotidian.
- Workaday.
- Casually.
- Diary.
- Daybook.
- Journal.
- Frankincense.
- Casual.
- Incense.
- Mundane.
- Myrrh.
- Of the same day.
- So many days old.
- Usual.
- Day to day.
- Diem per.
- Journal book.
- Local customer.
günlük ağacı
- Ülkemizde Muğla ilinde yetişen, 20 m yüksekliğe erişebilen, çınar görünüşünde bir ağaç, sığla (Liquidambar orientalis).
- Sweetgum.
günlük alım satım
- Piyasa oyuncularının aynı gün içinde yapmış oldukları menkul değer, döviz ve altın alım satımları.
- Daily transaction.