gümrah ne demek?
- Aşırı derecede büyümüş olan bitki.
Uzun zamandır ıssız, bakımsız kaldığı için o gümrah yeşillikler bölgesinde yılanlar türediği biliniyordu.
R. E. Ünaydın - Deli dolu akan (su).
- Gür, yüksek, kuvvetli (ses).
- Uzun, sık ve dalgalı (saç).
- Yolunu şaşırmış. Doğru yoldan sapmış.
Thick, dense, abundant, luxuriant (hair, beard).
Flowing abundantly, flowing copiously.
Full, strong, booming, resonant.
Abundant, multitudinous, plentiful.
gümrahı
- Sapıtma, doğru yoldan çıkmış olma. (Osmanlıca'da yazılışı: gümrahî)
gümrahlaşma
- Gümrahlaşmak işi.