görklü ne demek?
- Güzel, gösterişli.
Üstünde, içeri doğru, büyük ve görklü bir yarım ay bükülür.
S. Birsel
görk
- Çiziktirme.
- Güzellik, gösteriş.
- Person who is in a coma, person who is brain-dead.
- Argoda, komada olan kimse, beyin ölümü gerçekleşen kimse
görkem
- Gösterişli, heybetli.
- Göz alıcı ve gösterişli olma durumu, gösteriş, debdebe, ihtişam, tantana, haşmet, şatafat.
- Çiziktirmek.
- İhtişam, gösteriş karşılığı olarak kullanılan bir kelimedir.
- Splendor debdebe.
- Sumptuousness.
- Stateliness.
- Ihtişam.
- Tantana.
- Haşmet.