görüngüsel ne demek?
- Olayları, iç yüzünü ve temelindeki nedenleri düşünmeksizin dış görünümleri ile incelemeye ilişkin.
- Olayları, iç yüzünü ve temelindeki nedenleri düşünmeksizin dış görünümleri ile incelemeye ilişkin.
- Phenomenological.
- Phenomenologisch
- Phénoménologique
görüngü
- Duyularla algılanabilen her şey, fenomen, numen karşıtı.
- (Genellikle) Duyularla algılanabilen her şey. // "Kendinde şey"in (Ding an sich, chose en soi, thing-in-itself) bağlılaşık kavramı.görüngü, hem gerçek varlıktan, hem de salt görüntüden ayırt edilir.
- (Fizik ötesinde) Kendinde var olan salt bir gerçekliği ortaya koyan. Örneğin Platon için duyulur dünya (görüngüler dünyası) duyulur üstü olan idealar dünyasının (Platon'a göre gerçek dünya), yani usla bilinen düşünülür dünyanın (noumenon'lar dünyasının)görüngüsüdür. Leibniz için de uzay içindeki cisimler dünyası duyulur üstü olan tinsel -> monad dünyasının "iyi temellendirilmiş birgörüngüsü"dür.
- (Kant'ta) "Olabilir deneyin konusu" olan her şeygörüngüdür. Duyularla bağlı insan usu yalnızcagörüngüleri (phainomenon) bilebilir, onların arkasındaki kendinde şeyleri (noumenon) bilemez.
- (Fichte'de)görüngü, benlin etkinliğinin ürünüdür. 5-(Görüngübilimde) Yalnızca düşünülen, dolaylı olarak bilinen içeriklere karşıt olarak, doğrudan doğruya görülenen, yaşanmış olan içerikler. Bu anlamda, bir gerçek varolan (ör. kendi iç edimlerimiz) ya da özü bakımından kavranmış bir nesne de (ör. üçgen)görüngü olabilir.
- Bkz. fenomen, olay
- Phenomenon, appearance.
- Phénomène
görüngü alanı
- Belirli bir an ve yerde kişinin kendisi ile birlikte algılayabildiği nesnelerin tümü. (Bu kavrama çevrede var olup algılanamayanlar girmez; var olmayıp düşlenenler girer.)