fuss ne demek?
- Telaş, yaygara
- Gereksiz yere telaşlanmak
- İtiraz, tartışma
- Aşırı övgü
- Titiz davranmak
- Ufak ayrıntılarla ilgilenmek
- Meraklanmak
- Yakınmak, sızlanmak
- Yaygara koparmak
- İnce eleyip sık dokumak
- Titizlenmek, özen göstermek
fuss about
- Çırpınmak
fuss and kerfuffle
- Karışıklık