foretaste ne demek?
- Önceden alınan tat
- Önceden tadına varma.
- Önceden tatma
önceden
- Başlarken, başlangıçta, daha önce, evvelce.
- Ibtidâen.
- Beforehand.
- Before now.
- Previously.
- Aforetime.
- Beforetime.
- Ahead.
- In advance.
- Already.
foretell
- Önceden bildirmek
- Geleceğini haber vermek
- Önceden haber vermek
- Kehanette bulunmak.
- Gaipten haber vermek
foretelling
- Gaipten haber verme