fitne ne demek?
Kökeni: Arapça
- Karışıklık, kargaşa, fesat.
- Fitneci, ara bozucu.
Fitneci kadın.
- Sınama, deneme, maddi ve manevi sıkıntı, üzüntü, bela ve felaketle imtihan etme.
- Dini, sosyal ve siyasi kargaşa.
- İnanç uğruna maruz kalınan ağır işkence.
- İnsanın akıl ve kalbini doğrudan doğruya, hak ve hakikatten saptıracak şey.
- Strife (caused by sb not actually involved in it.
- Cabal.
- Instigation.
- Disorder.
- Sedition.
- Mischief-making.
- Factious.
- Factional.
- Discard.
- Dissension.
fitne çıkarmak
- Kargaşa, bozgunculuk, kavga, ihtilal, isyan, anarşi, bölücülük meydana getirmek, fesatlık yapmak. "Fitne çıkarmak, adam öldürmekten daha kötüdür." [Bakara 191]
fitne fücur
- Fitne çıkaran (kimse).
- Mischief-maker, instigator, intriguer.