fiske ne demek?
Kökeni: Rumca
- Parmak uçlarıyla yapılan hafif vuruş.
Başının altından yastığı çektim ve yüzüne fiskeler hâlinde su serptim.
P. Safa - İki parmak ucu ile tutulabilen miktarda olan.
Yeniden dolan bardağa, bizim dost bir fiske kül daha attı.
Ç. Altan - İnsan derisinde herhangi bir sebeple ortaya çıkan ufak ve içi su dolu kabartı.
- Flick.
- Flip (with finger.
- Inch (of salt.
- Pimple.
- Blister.
- Fillip.
- Flip.
fiske atmak
- Flick.
fiske dokundurmamak
- Bir kimseyi en ufak kötülükten dahi korumak