firkat ne demek?
- Ayrılış, ayrılık.
Bir firkat geldi de durdum ağladım / Öpüp kokladığım güller perişan.
Karacaoğlan - Ayrılık, dostlardan ve sevgiliden ayrılma.
- Dostlardan ve sevdiği şeylerden ayrılış.
- Firak, müfarakat.
- Separation, absence.
firkate
- Osmanlı donanmasında, ince donanmanın ağır gemilerinden, kürekle yol alan, çektiri türünden, hızlı bir savaş gemisi.
firkateyn
- Üç direkli ve yalnız yelkenle yol alan bir savaş gemisi.
- Buharın icadından evvel kullanılan harp gemilerindendir. Bu gemiler, güvertelerinin altında bir batarya topu havi olup hızlı giderlerdi. Bu gemilerin üç direkleri vardı ve içlerinde mürettebatının binbeşyüzü bulanları da vardı.
- Fregate.
- Frégate