fiksator ne demek?
- Tespit eden, bağlayan.
- Tespit eden, bağlayan.
- Fixator.
tespit
- Bir şeyi sağlam bir biçimde yerleştirme, yerinden oynamaz duruma getirme, saptama.
- Bir durumu kuşkuya düşürmeyecek biçimde gösterme.
- Belirleme.
- Bk. saptama
- Işık mikroskobu ya da elektron mikroskobunda incelemek üzere canlıdan alınan parçaların daha sonra çürüme ve bozulmasını engellemek ve canlı hallerine en yakın şekliyle korumak için Bouin, Zenker, ozmiyum tetroksit vb. gibitespit sıvıları ile muamele etmek. Fiksasyon.
- Fotoğrafçılıkta, resim kaydedilmiş film üzerindeki aktif gümüş tuzlarını çözüp yıkayarak filmi ışığa duyarsız hale getirme işlemi.
- Atmosferdeki azotun, reaksiyona sokularak bitkilerin yararlanabileceği, suda çözünebilir bir bileşiğe dönüştürülmesi.
- Mikroskopide, incelencek canlı dokunun, zamanla yapı değişimini önleyip örneğin kararlı hale gelmesini sağlayan alkol, formaldehit çözeltisi, vb. bir sıvıda yeterli süre bekletilmesi işlemi.
- Boyanın kumaşa iyi tutunması için, kumaşın mordan ile muamele edilmesi.
- Sabit ve oynamaz h
fiksatif
- Hareketsiz duruma getiren, sabitleşebilen
- Mikrobiyolojik boyaları hareketsiz duruma getiren çözelti
- Bk. tespit sıvısı
- Tespit çözeltisi.
- Tespit edici.
- Tespit sıvısı.
- Fixative.
fiksatif çözelti
- Tespit çözeltisi.
- Fixative fluid.