fell ne demek?
- Kesmek, kesip devirmek
- Yere sermek, düşürmek
- Mahvetmek
- Kumaşı kırmalı dikmek
- (C: Fülül - Eflal) Gedik, rahne.
- Bir mevsimde kesilen tomruğun tümü
- Kırmalı dikiş.
- Bkz. fall.
- Zalim, insafsız vahşi, korkunç
- Öldürücü
- Kır
- Tepe (yalnız özel isimlerde).
- Post, deri, posteki.
fall
- Sonbahar
- Inmek
- Çökme, yağış
- Düşüş kaydetmek
- Hayvanların doğması
- (fell, fallen) düşmek, dökülmek, yağmak
- Güz
- Çökmek
- Düşüş, düşme
- Kapanmak, yıkılmak, mahvolmak, ölmek
fell asleep
- Uyuya kal
fell at his feet
- Ona yalvaran, ona rica eden, entreated him, kendisini ona küçük düşüren